Kanser, dünyada ve ülkemizde sebebi bilinen ölümler sıralamasında kalp ve damar hastalıklardan sonra ikinci sırada gelen önemli bir toplum sağlığı problemidir. Bu çerçevede kanserden korunmak büyük önem arz etmektedir. Ülkemizde yılda yaklaşık 175 bin kişiye kanser teşhisi konulmaktadır.Kanserli olguların yaklaşık üçte ikisi erkeklerde görülmekte, bölge veya şehirlerimiz arasında kanser görülme sıklığı açısından önemli farklılıklar bulunmamaktadır. Bununla birlikte, ülkemizdeki kanser vakalarının önemli bir kısmı sigara ve obeziteyle ilişkilidir.
Kanser korunulabilir bir hastalıktır ve doğru korunma stratejileri ile kanser vakalarının üçte biri önlenebilmektedir. Çevresel etkenler kanser oluşumunda % 90-95 oranında etkilidir.Kanser oluşumunda etkisi olan kötü beslenme, sedanter yaşam, tütün ve alkol kullanımı ile güneş ışığının zararlı etkilerine maruz kalma gibi çevresel etkenlerin kontrol altına alınması kanser görülme sıklığını azaltacaktır. Dolayısıyla sağlıklı yaşam davranışları ile kansere karşı korunulabilmekte ve tarama programları sayesinde erken teşhis konularak yaşam süreleri uzatılabilmektedir.
Kanser Daire Başkanlığımızın da üyesi olduğu Dünya Kanser Teşkilatı (UICC) tarafından 2013 Dünya Kanser Günü’nde kanser hakkında yanlış bilinenler teması üzerinde durulmaktadır. Dünyada ve ülkemizde kanserle ilgili bazı yanlış bilgiler ve doğruları aşağıda vurgulanmıştır:
Yanlış1: Kanser bir sağlık sorunudur.
Doğru: Kanser sadece bir sağlık sorunu değildir. Sosyal ve ekonomik yönleri de olan insan haklarını etkileyebilen bir sorundur.
Yanlış 2: Kanser; gelişmiş ülkelerde, yaşlı ve refah düzeyi yüksek insanlarda görülen bir hastalıktır.
Doğru: Kanser küresel bir sorundur, her yaşta görülebilir. Özellikle gelişmekte olan ülkeleri etkilemektedir.
Yanlış 3: Kanser ölüm demektir.
Doğru: Günümüzde yeni tedavi yöntemleri ile pek çok kanser türünde uzun yaşam sürelerine ulaşılmıştır. Ülkemizde tüm kanser tedavileri ücretsiz yapılmakta ve modern tıptaki standart bütün tedavilere ulaşılabilmektedir.
Yanlış 4: Kanser benim kaderim, ondan kaçamam.
Doğru: Kanser önlenebilir bir hastalıktır. Doğru stratejiler ile her üç kanserden birisi önlenebilmektedir.
Bakanlığımız Halk Sağlığı Kurumu Kanser Daire Başkanlığı tarafından kanser kontrolüne yönelik yapılan çalışmalar ise şunlardır:
Kanser kayıtçılığında, dünya nüfusunun % 8’i takip edilmektedir. Ülkemizde ise toplam nüfusun yaklaşık % 27’si kanser gelişimi açısından aktif takip altındadır. Son olarak İstanbul ve Mersin illerimizde de aktif kanser kayıt merkezleri kurulmuştur. Bu merkezlerle birlikte aktif kanser kaydındaki oran ülke genelinde % 50 seviyelerine ulaşacaktır.
üİzmir Kanser Kayıt Merkezimiz, Dünya Sağlık Örgütü Uluslararası Kanser Araştırma Kurumu (IARC) tarafından, kendi ülkelerinin kanser kaydını yapacak yabancı uzmanların eğitimi için Bölgesel Eğitim Merkezi olarak belirlenmiştir.
Kanser önleme çalışmalarında tütün ve obezite ile mücadele devam edecektir. Ayrıca 2013 yılında, Türkiye Radon Haritalandırma ve Eylem Planı ile Türkiye Asbest Kontrolü Stratejik Eylem Planı hayata geçirilecektir.
KETEM’lerimizde “Erken teşhis hayat kurtarır!” prensibiyle meme, kolorektal ve serviks kanserlerine karşı tarama hizmetleri ücretsiz verilmektedir. Vatandaşımızın kanser taramalarına daha kolay ulaşabilmesi için mahallelere kadar giderek Mobil KETEM araçlarımızla verilen hizmeti yurt geneline yaygınlaştırmayı hedefliyoruz. Ayrıca kanser taramaları 2013 yılında tüm illerde Aile Hekimliklerimize entegre edilecektir.
Uygulanan kanser tarama programlarının etkinliğinin artırılması için ulusal standartlar belirlenmiş ve yayınlanmıştır. Bu çerçevede; ülkemizde meme kanserinin daha erken yaşlarda görülmesi nedeniyle meme kanseri tarama yaşı 40’a indirilmiştir. Rahim ağzı kanserlerinin erken teşhisi için 30-65 yaşları arasında devam edilen smear (sürüntü) programına HPV testleri de ilave edilmiştir. Ayrıca bağırsak kanserlerine yönelik ülke genelinde 50-70 yaşlar arasındaki vatandaşlarımızın dışkıda gizli kan testi ve kolonoskopi ile taranmaları sağlanacaktır. Bütün bu taramalar sayesinde bu üç kanser türünde de erken teşhis imkanları artacak ve hastalarımızda ciddi yan etkilere neden olan tedavilerin önüne geçilecektir. Kanser tedavisi olan vatandaşlarımızın ağrı kontrolünde kullanılan morfinlere ulaşabilmeleri için merkezi olarak uluslararası morfin ithalatı ve yerli morfin üretim çalışmaları başlatılmıştır. Benzer şekilde ilk defa ulusal ilaç firmalarımızca yerli kemoterapiler üretilmeye başlanmıştır. Robotik kemoterapi hazırlama ünitelerimizi ve radyoterapi merkezlerimizi 2023 planlamamıza göre yaygınlaştırmaya devam etmekteyiz. Ülkemizde uluslararası standartlara göre uygulanan tedavilere her bir vatandaşımız kolayca ve ücret ödemeden ulaşabilmektedir. Sosyal devletin bir parçası olan bu anlayışımız önümüzdeki yıllarda da devam edecektir.
2012 yılında pilot uygulama olarak bazı merkezlerde başlatılan Palyatif Bakım ünitelerimiz yurt genelinde yaygınlaştırılacaktır. Önümüzdeki 3 yıl içerisinde 200’ün üzerinde palyatif bakım merkezi kurulması hedeflenmektedir. Böylelikle kanserle mücadele eden ve hayatının son günlerini yaşayan vatandaşlarımızın her türlü ihtiyacını karşılayan, fiziksel, ruhsal, psiko sosyal ve maddi açıdan destekleyen bir sağlık sistemini kurmuş olacaktır.Ülkemizde kanserle olan mücadelemiz bütün toplumsal unsurların desteği ile devam edecektir. Kanserle mücadele uzun soluklu bir maratondur ve ekonomik güç, siyasal istikrar ile birlikte halkımızın da aktif katılımını gerektirmektedir.