BURADASINIZ: Ana Sayfa » Kanserden Haber Al

  • DÜŞÜNCELER İNSANI HASTA EDER Mİ?

    17 Şubat 2015 Salı tarihinde kanserden haberal eklemiştir.
    3963 izlenme
    ‘Her şey beyinde başlar, beyinde biter’ diye, sloganlaşmış bir söz vardır, ‘her şey düşünce ile başlar’ anlamında kullanılır. 
    Bu söze, herkes inanıyor gibi görünmesine rağmen, kimisi tam inanmadığından, kimisi de ‘bilmek başka, yapmak başka olduğundan,’ sıkıntılarından kurtulacak adımı atmıyor veya atamıyor. 
    Bu yüzden sıkıntılı bir yaşam sürüyor. 
    Sıkıntı, belli bir seviyenin üstünde olur ve yeterli süre devam ederse, beden hasta oluyor.
      
    Düşüncelerin, insanı nasıl hasta ettiğine bakalım:
    Her şey tıkırında gibiyken, tıpkı rüzgârın getirdiği bir tohumun toprağa düşmesi gibi, mâsum görünüşlü bir kuşku, usulca zihne düşer ve gerilim başlar. 
    Nasıl tohum toprağa düştüğünde uygun koşullar bulduğunda kök salar ve gelişirse, zihne düşen kuşku da uygun zemin bulursa zihinde büyümeye başlar. 
    Biraz büyüyünce 'endişe' olur.
     
    Endişe oluşunca, mantık hemen devreye girerek, muhteşem taktiklerle, karşı saldırıya geçerek onu imha etmeye çalışır. 
    Mantık bir yandan endişeyi imha edecek taktikler bulurken, bir yandan da endişenin neticesini hesap eder. 
    Âdetâ tek kişinin satranç oynaması gibi, şahıs bir endişenin nasıl bertaraf edileceğini, bir de endişenin vahâmetini düşünür. 
     
    Eğer satrancın gâlibi, endişenin vahâmetini hesap eden taraf olursa, kişi kendini zayıf hissederken, endişe de 'dehşet'e dönüşür.
     
    Dehşet ânından itibâren, bir şeylerin kötü gittiği bilgisi bedene ulaşmaya başlar. 
    Dehşetin derecesine paralel olarak, tehlikeye karşı bedeni hazırlamak için adrenalin hormonu ve tüm fonksiyonları artırıcı hormonlar salgılanır. 
    Böylece bedende sık sık soluk alıp verme, terleme, kalp çarpıntısı, huzursuzluk, yerinde duramama hâli, acelecilik, bir an önce karar verme isteği olunca, beden heyecan ve korku ile titremeye başlar.  
    Git gide dehşet artar, şahıs bu baskı ile umudunu ve güvenini de yitirirse panik başlar.
     
    Panik ânını; tıpkı deprem veya kazâ gibi ölümle burun buruna geldiğimiz anlar olarak tanımlayabiliriz. 
    Sanırım panik hâlini herkes en az bir kere yaşamıştır. 
    O anda tüm vücut alarm durumundadır, dehşet ânındaki belirtiler neredeyse iki katına çıkmıştır ve şahıs, bir ateşin içini kavurduğunu hisseder.
     
    Bedende hissedilen bu belirtilere sâdece basit bir kuşku yol açtığından, deniyor ki; ‘düşünce, hormonları tetikleyen işlev gördüğünden, bedende biyokimyasal etki(ler) yaratır.’ 
    Öyleyse düşünce biyokimyasaldır.
     
    Biyokimyasal etki, organları sürekli uyarır, organ yorgun ve bitap düşerse hastalık meydana gelir. 
    Örneğin, mide ülseri, endişe ile midenin asit salgısının artması ve midenin kendi asidiyle yaralanmasıyla oluşur.
     
    Düşüncelerinize dikkat edin.
    insanı mutlu eden de, hasta edende onlardır.
     
    Dr. Hüseyin GÜDÜCÜ 
     
     
Bu sitenin alt yapısında Santral.TV kullanılmaktadır.
Yasal Uyarı: Sitede yer alan herhangi bir içerik veya imaj Kanserden Haber Al izni olmadan, kesinlikle kopyalanamaz.